27 Ağustos 2012 Pazartesi

Preppy (Kolejli) Tarzı'nın Kitabı Yazıldı

Selamlar ben F. Uzun zamandır kolejli tarzı hakkında bir yazı yazasım vardı. Kısmet bugüneymiş. Preppy tarzı şahsen çok beğeniyorum fakat kendi hayat tarzımda kullandığım pek söylenemez. Yaklaşık bir yıl kadar önce Hürriyet Cumartesi ekinde Zeynep Bilgehan bu konuyla ilgili bir makale hazırlamıştı. Ben de yazıyı kesip saklamıştım. Sorumlu bir bloggerım ya :)

"Onları artık daha sık görüyoruz; kolejli yani preppy tarzının takipçileri renkli kazağını boynuna asmış erkekler, annesinin incilerini takan polo gömlekli kadınlar... Bu tarz aslında 80'lere uzanıyor. Üstelik bir moda trendinden öte bir hayat tarzı."

Elle Style Awards'ın "Modada Kanaat Önderi" Amerikalı yazar Lisa Birnbach, "Preppy Handbook-Kolejlinin El Kitabı" adında bir kitap yazmış.

"Kitap, bu insanların tarzı, felsefesi, tavırları, mahalleleri, ne tür köpekler edinmeli, arabalar kullanılmalı, davetler vermeli gibi bilgiler içeriyordu. İlk hafta tükendi. Bu insanların kim olduğunu Birnbach'tan dinleyelim; 'Doğuştan kolejli tarza sahip insanlar, ailelerinin gittiği özel okullara gider. Mücevherler, arabalar ve yazlık evler miras kalır. Mükemmellik için yaratıcılığa gerek yoktur, çünkü tüm hayatları boyunca adı konmamış kuralları takip ederler. Genelde anne-babalarının stilinde giyinirler, mokasen ayakkabıdan vazgeçmezler. Yeni kıyafet almaktansa aile yadigarlarını kullanırlar. Kendilerine güvenirler. Eski Amerikan Başkanı Kennedy ve ailesi bu terimin tam karşılığıydı; yanık tenli, dinç, basit olmadan stil sahibi... Hala tüm kolejlilerin ilah çifti Kennedy'lerdir."







Kitap yayınlandıktan 30 yıl sonra 'kolejli tarzı' bir trend olarak tüm dünyaya yayıldı. Birnbach kolejli hayat tarzına ilginin sebebini şöyle açıklıyor: "Ekonomik küçülme, bu hayat tarzına ilgiyi artırdı çünkü kolejli insanlar kıyafet ve tavırlarıyla, bu sorunlarla ilgilenmiyormuş ve daha önemli işleri varmış izlenimi bırakıyor. Olmasanız bile soyluymuş gibi davranabilir, işiniz yoksa bile başarılıymış gibi görünebilirsiniz. Ayrıca çok paraya gerek yok. Chloe çanta veya Celine gömlek yerinegardrobunuzdan birşeyler giyebilirsiniz; basit bir polo gömlek ya da mokasen ayakkabılar..."

PARİS HİLTON BİZİM YÜZ KARAMIZ



Kolejli tarz; Lacoste, Brooks Brothers, Ralph Lauren, Tommy Hilfiger, Burberry, Tod's, Etro, Paul&Shark, Agnes B. ve Celine'i tercih eder. Gweynth Paltrow, iyi bir hazırlık okuluna gittiğinden tam bir kolejlidir; İngiliz aksanınıi şarkı söylemeyi, İspanyolca bilir.Ayrıca İngiltere'den bir kolejli olan Chris Martin'le evlendi. Gelinlik tasarımcısı Vera Wang, Martha Stewart ve Ben Affleck de bizdendir. Paris Hilton'sa kolejliler için bir utanç kaynağı. Kardashian'lar antitezimiz; reality şovları, botokslu yüzler, silikonlu dudaklar, yapay güneş yanıkları, kameralar önünde seks yapıp kamuya sızdırmak... Dövme de hiç 'kolejli' değildir. Erkeklerin kulaklarını deldirmesini de çok kötü buluyorum.

Bu arada Birnbach bazı ünlülerimizin resimlerine bakarak birkaç değerlendirmede bulunmuş;

TARKAN
Model gibi görünüyor. Geleneksel smokin ve papyonu beğendim. Kirli sakallarından da hoşlandım. Kolejli diyebiliriz.





HANDE ATAİZİ
Galerici gibi bir tarzı var. Siyah-beyaz kullandığından fazla kolejli değil daha çok şehirli gibi. Ancak dağınık saçları ve ceketi iyi bir işaret. Şişirtilmiş dudaklı insanlar kolejli tarza sahip olamaz.

   


ERTUĞRUL ÖZKÖK
Kesinlikle kolejli bir tarz! Siyah kemik çerçeve gözlükler, ceket, gömlek... Ya bir yayıncı ya da editördür.





EDA TAŞPINAR
Kesinlikle kolejli değil, kafası karışık. Öncelikle saçları çok uzun. Biz kolejliler göbeğimizi asla ifşa etmeyiz. Ayrıca çok fazla aksesuvar kullanıyor. Bir kimliği yok maalesef.

Son olarak bayan Birnbach şunları söylüyor;

"Türkiye'de ödüllendirilmektan büyük mutluluk duyuyorum. İstanbul, Amerika'daki kolejliler için 'en trendy yer'lerin başında geliyor. Paris ve Londra gibi bilindik yerlere gitmeyi severiz ama sonraki adım İstanbul gibi egzotik yerleri keşfetmek."

Hanımefendiye ne kadar katılırsınız, yada preppy tarzı kendinize ne kadar yakın bulursunuz bilemiyorum ama fotoğraf yorumlarını tam olarak tutturmuş. Süper analiz yapmış :) Herkese kucak dolusu sevgiler...   




26 Ağustos 2012 Pazar

Şipşak Şort Vol :2

Herkese selam, ben Z dikişe geri dönüş için ısınma turlarına başladım :)İlk olarak , dıy projesiyle karşınızdayım ama, bir yandan da dikeceğim kıyafetler için gerekli kalıpları çıkarmaya devam ediyorum.Bir kısmı dikiş için hazır durumdalar:)Gelelim günün konusu olan DIY şort yapımına ; daha önce , kullanmadığım pantolonlarımı kesip biçerek şort yapmıştım.Buradan görebilirsiniz.Dolap düzenleme esnasında daha önce gözden kaçırdığım bir kot pantolon daha buldum ve aldım elime makasımı sonrası resimlerde gördüğünüz gibi:) Birazda süsledim çok abartıyı sevmediğimden azıcık süsledim :)
 
Elimdeki malzemeler bunlardı .Soğuk silikon kullandım.  Özel bir sebebi yok, sıcak silikon için tabancayı ısatmaya üşendim :) Daha pratik oldu.


Kotumu istediğim boyutta kestim .


İlk başta kıvırıp dikmeyi düşünmüştüm .Sonra karar değiştirip ucunu püsküllü yapmaya karar verdim. Püsküller fazla ilerlemesin diye düz bir dikiş geçtim. İpliklerin birkısmını çektim fazlada uğraşmadım zamanla kendi söküleceğinden, öylece bıraktım. Elimde zımba görünümündeki süsleride sadece cep girişlerine yapıştırdım. Çok basit olan bu şort ,üstümde çok tatlı durdu .Fotoğraflara aldanmayım :)Giymediğiniz kotlarınız varsa kesin gitsin arkadaşlar :)



Umarım beğenmişsinizdir.Herkese kocaman öpücükler..

 Not: Resimlerin üstüne tıklarsanız daha ayrıntılı ve büyük görebilirsiniz.

24 Ağustos 2012 Cuma

LUSH Katı Şampuan

Herkese selamlar ben Z,iki posttur bakım ve kozmetikten yana gidiyoruz:) Ramazandır, bayramdır derken dikişi ihmal ettiğimiz doğrudur:) Ama yakında dikiş postlarımızla karşınızda olacağımızdan emin olabilirsiniz. Gelelim günün konusu olan, katı şampuanımıza,belki  oda nedir yahu diyenler vardır ,  çünkü ilk duyduğumda ben demiştim, hatta aman ben bunu napayım pehhh.... Deyip küçümsediğimi itiraf etmeliyim:) Pişmanım bu sözlerime .Ama neyse, zararın neresinden dönersek kardır deyip, konuyu kapattım gitti.

F'nin aslan yelesi gür saçlarının aksine , cılızdan biraz hallice, boyadan dolayı biraz yıpranmış ve sürekli dökülen saçlara sahibim. Okadar dökülüyorki eve temizliğe gelen abla bile bıkmış vaziyette her geldiğinde bana değişik tavsiyelerde bulunup, bu sorunuma çözüm bulmaya çalışıyor :)Her türlü yöntemi denedim diyebilirim. Kuaförden ,eczaneden,aktardan aldığım ürünler.Saçlarımı biraz olsun, aktardan aldığım ürünlerle gürleştirmeyi başardım. Ama ne yaptıysam dökülmesini engelleyemedim.Uzun süredir blogları araştırıyorum ve bir çok yerde gördüğüm bu ürünü, burun kıvırarakta olsa denemeye karar verdim. Aman dedim birde bunu kullanıyım nolcakki ....Ve internetten siparişimi verdim. LUSH Squeaky Green Shampoo Bar  .



Ürün açıklaması şu şekilde :

Kafa derisi sağlığı için ideal kalıp şampuanımız. Kir ve yağı arındırıp, parlaklık verirken, kafa derisini uyarıcı, saç köklerine kan sirkulasyonunu artırıcı, mikrop öldürücü, kepeğe karşı etkilidir. Kepeği azaltıcı, saç gelişimini sağlayıcı ve saçın kalitesini artırıcı biberiye, deriyi uyaran, saçı parlatıp canlandıran ısırgan otu, geleneksel antiseptik özellikli çayağacı, saç köklerini uyarıcı, saç gelişimini sağlayan, kan dolaşımını artıran ve aynı zamanda serinlik hissi uyandıran nane, tahriş önleyici, sakinleştirici gül ekstrası ve mavi papatya, hoş kokulu vanilya yeni kalıp şampuanımız.

Bu sabun görünümündeki katı şampuan, nasıl köpürür diye düşündüm.Yorumlarda okuduğum gibi bolca köpürüyor şuana kadar 5 kere falan kullandım.  Saçlarımın dökülmesi  Yüzde Yirmi oranında azaldı diyebilirim. Uzun sürede kimbilir ne kadar güzel sonuçlar alırım:) Gerçi bu bile benim için kardır :)  Bu katı şampuanı dağılmasın diye bir tül kesenin içine koydum kullanımı çok kolaylaştı. Dağılsa bile sorun değil.Saçlar yıkandıktan sonra söz gelimi gıcır gıcır oluyor fakat saç maskesi yada kremi kullanmak gerekiyor nem sağlayan bir ürün değil.Sadece dökülmeyi engellediğini söyleyebilirim.

İşte yeni favorim olan ürün, budur arkadaşlar. Sizinde dökülme probleminiz varsa gönül rahatlığıyla tavsiye ederim.Müşteri hizmetlerinide ayrıca bayıldım. Ürün elime ulaştığı gibi hemen aradılar markamızı nasıl ulaştınız, memnunmusunuz falan filan. Bloglar dan duyduğumu söyleyince , çok sevindi telefondaki tatlı kız :) Blog yazdığımı söylemedim bile ve bana alışverişlerimde denemek istediğim ürünlerin testerlarını isteyebileceğimi söyledi.Firmaya karşı bir güven beslememe sebep oldu.LUSH markasından aldığım ilk ürün ama devamı hızla gelecek:) Sırada saç kremi var.

 Neyse bu kadar gevezelik yeter deyip yazının sonuna geleyim artık:)

Umarım faydalı olmuştur.Herkese kocaman öpücükler..

NOT: Arkadaşlar açıkçası ürünün ismini yazarken kuru şampuan yazdım katı şampuan diye adlandırıldığını biliyordum. Ama ne bileyim önemsemedim sanırım. Amacım ürünün tanıtımını veya reklamını yapmak olmadığından .Tamamen lafın geliş şekliydi katı yerine kuru daha cazip geldi :) Böyle birşey kullandım çok memnun kaldım bilginize demekti :) Özürlerimi sunuyorum.Bir bilgi paylaşıyorsam doğrusunu yazmalıydım ,hatalıyım:( Ayrıntılı bilgi ve uyarı için  powder puff  teşekkür ediyorum.Kendisinin kozmetik konusundaki bilgilerinden faydalanmanızı tavsiye ederim.

20 Ağustos 2012 Pazartesi

F'nin İlk ve Son Favori Fondöteni

Herkese selam, ben F ve hiç alışık olmadığım üzere bir kozmetik postuyla karşınızdayım. Malumunuz kozmetik kısmı Z'nin ilgi alanı. Tabii ucundan köşesinden ben de bulaşıyorum bu işlere. Ama işin güzel kısmı şu ki; Z neredeyse bütün ürünleri deniyor/okuyor ve en mükemmelinin hangisi olduğunu öğreniyor. Sonra bana da bu "en iyi" ye sahip olmak kalıyor. MAC fırçama, Yves Rocher pudrama, Eco Tools fırça setime ve yolda olan Naked2 paletime bu sayede kavuştum. Gelelim postun konusu fondötene;



 

Z, bu föndöteni kozmetik bloglarından tanıyordu fakat henüz Türkiye'ye gelmemişti. Bir Avm günümüzde, en sevdiğim Lancome rujumu kaybettiğimi söyleyince "hadi gidip bakalım rujlara" dedik. Ruj denedik. Makyajsız yüzde nasıl durduğunu algılayamayıp bir de makyaj yaptırdık. Ben pek fondöten insanı değilim. Tercihim renkli nemlendiricilerden yana. Yüzümdeki gözenekler tıkanıyormuş gibi hissediyorum. :) Hatta uzman bayana fondötenlerden hoşlanmadığımı, renkli nemlendirici uygulamasını söyledim. Şu anda o sözlerim için çok pişmanım. Yüzümün yarısına renkli nemlendirici, diğer yarısına da teint idole uygulandı. Ve ben o anda şok oldum. O kadar hafif bir doku ki, renkli nemlendirici daha ağır kaldı yüzümde. Hemen kaptım tabii. :)


Gördüğünüz gibi sürüldükten sonra teninize mükemmel uyum sağlıyor. İnce bir tabaka pudra sürmüşsünüz gibi.  Ben artık pudra kullanmıyorum. Tek kat fondötenimle mutlu mesut bir ilişki yaşıyorum. Kendisi benim ilk ve son favorim. Ha bu arada Z ne yaptı derseniz; ilk defa benden sonra bir kozmetik ürünü satın almanın şaşkınlığını yaşıyor :)

Z- Hııı kıskandım yani?
F- Yok ne münasebet :) 
Z- Vallahi kıskandıysam da bu ürüne değer. Biliyorsunuz problemli bir cildim var. Ama sonuç harika. Kesinlikle artık benim de favori fondötenim. 

Herkese kucak dolusu sevgiler ve öpücükler...

Ha bu arada malumunuz kilolarım yüzünden sürekli terliyorum. Ama fondöten bulaşığı minimum seviyede. Terlemiyorsanız eğer 24 saat boyunca fondöten yüzünüzde olacak emin olun. :)

17 Ağustos 2012 Cuma

Blogger İftar Yemeği 2012

Herkese selam...
Geçtiğimiz günlerde çok sevgili blogger arkadaşımız Sevimli Tatlar, biz Bursalı bloggerlara iftar yemeği çağrısında bulundu. Hepsi olmasa da büyük çoğunluğumuz davete gittik. Geçen buluşmaya da katılmıştık. Hatta çok kalamamıştık. Bu sefer sanki hepsini kırk yıldır tanıyormuşum gibi hissettim.

Ayrıca içişlerine ne kadar çok daldığımı. Eskisi kadar blog okuyamasamda, dışdünya ile bağlantımı sağolsun Z sağlıyor. İlgimizi çeken postların linklerini hiç üşenmeden yolluyor bana kıymetlim.

Z- Bu kadar tembel olma.
F- Keşke makinalarımızı ve bağlantılarımızı 1 günlüğüne değiş tokuş yapabilseydik :)
Z- Hep bahane yaaa :)
F- Pes!



Bu fotografta hepimizi görüyorsunuz. Tabi Z hariç. Gizemli kişilik :) Onu ancak iyi bir çocuk olursanız görebilirsiniz :) Yada Bursalı blogger olmalısnız :)



Bu fotoğrafları kıskanıyorum Efsun-Selma ikilisi!


Benim coştuğum kareler :) Çok eğlendim gerçekten.


Bu kez de Selma-Deniz ikilisi. Tatlı prenses Dilek hanımın İncisi.



Sonsuz dekorasyon Özge ve Dilek hanımlar :) Oy bizi 6-7 ay içinde teyze yapacak güzeller güzeli anne adayımız Goncamız ve fikir fabrikası psikologumuz, ebygaleimiz, Aslımız :)



Ah süper güzel smilenacım. Ben blogger değilim artık dese de; kabul etmiyoruz Semracım :) Çıtır kızlar Elif & Özge Çok güzelsiniz kızlar...

Bu arada geceye Aslan bey damgasını vurdu. Şöyle ki; İftar yemeğinin olduğu akşam Elif hanım ve eşinin evlilik yıldönümüydü. Hatta ilk başta Elif hanım katılamayacaktı. Gün değiştirildi, bu kez de Kadir gecesi ile çakıştı. Velhasıl Elif hanım ümidi kesmiş iftar buluşmasından. Fakat eşinin gönlü razı olmamış bu duruma. Başka birgün kutlarız demiş. Yemeğimizi bitirdiğimiz sırada, arka fonda çalan tasavvuf müziği kesildi. Kutsi'nin Melek parçası eşliğinde Elif hanımın eşi Aslan Bey ve oğulları Asil, ellerinde pastayla çıkageldiler. Kendi adıma tüylerim diken diken oldu. Hatta gözlerim doldu. Çok güzel bir kutlamaydı. Biz de tekrar kutluyoruz  Elif hanımı ve bir ömür mutluluk diliyoruz.

Z- Darısı başına
F- :) Amin




Ve böylece bir blogger buluşmasını da atlattık. Herkesi çok özleyeceğim tekrar görüşene dek. Ha bu arada süper bir fikir düştü aklımıza. Bursa-İstanbul blogger kaynaşması yapalım diyoruz. Umarız başarılı olur. İstanbul havası alıp dönelim. Şöyle püfür püfür boğaz. Ne dersiniz İstanbul bloggerları?

Bu arada bizim kızlar ve blog adresleri.;


                                                               supercellma

                                                               denizin yıldızı

                                                                ebygale

                                                                kitananın güncesi

                                                                hobizu

                                                                smilena

                                                               annemineli

                                                              düşleriminincisi

                                                               sonsuz dekarasyon

                                                              estasarımelif

                                                             aklımdangeçenlermidemedüşenler

                                                             sevimlitatlar

En kısa zamanda görüşmek üzere canlar. Öpüyoruz kocaman...

15 Ağustos 2012 Çarşamba

Z'nin Yeni Ruj Çantası :)

Herkese selamlar ben Z, teknolojiyi seviyorum  diyerek, konumuza bir giriş yapalım :) nette gezinirken    bu değişik dudak şeklindeki çantayı gördüm ve hemen vuruldum . Evdeki artık kumaşları araştıp uygun renk ve kumaşı bulunca da hemencecik işe koyuldum okadar basitki başlamamla bitirmem bir oldu :)bu cici şeyi sadece rujlarım için yaptım oyüzden minicik bir çantacık oldu :)

Not : F bu çantacığımı daha görmedi,  sizlerle beraber bu yazıda okuyup öğrenecek:) kıskanıp aynısından dikeceğine  eminim:) Şimdilik dedikoduya ara verip çantamıza gelelim:)


Bu tatlı dudak şeklindeki ruj çantamı artık kumaşlardan yaptığımı belirtmiştim sorun bu renge uygun fermuar bulamamdı bende evde olan beyaz bir fermuarı diktim gizli olduğu için çokta sorun olmadı.
nasıl yaptığıma gelirsek yukarıda belirttiğim linkteki fotoğrafı bilgisayar ekranında büyütüp kağıda elimle kopyaladım eski usül, malesef yazıcım yoktu:)


Resim hazırlandıktan sonra, herşey fotoğraflarda gördüğünüz gibi :)
İkiye bölünmüş olana fermuar diktim sonrada diğer bütün parçayla üst üste koyup diktim.  Fazlalıkları kesip ters çevirdim ve böylece bitmiş oldu.işte bukadar basit:)



Umarım beğenmişsinizdir. Herkese kocaman öpücükler.

13 Ağustos 2012 Pazartesi

Leopar Sevenlere Birkaç Öneri

Herkese selamlar,ZARA' nın yeni sezonunu incelerken leopar parçalar dikkatimizi çekti .Yeni sezonda bolca kullanıldığını farkettik ve hemen paylaşalım dedik:)Biz bayanlar olarak ,leoparı sevenler ve neftet edenler olarak  ikiye ayrılıyoruz. Arada Z ve F gibi  ne çok sevip nede nefret edenler var fakat sayımız azdır diye düşünüyoruz.Leoparsız yapamayanlardansanız sizin için birkaç örnek:)







9 Ağustos 2012 Perşembe

Kutlu Buluşma Günü Ve Dikiş :)

F anlatıyor Z yazıyor :)
Nihayet şeytanın bacağını kırıp buluşabildik. Kendimizi AVM'ye attık. Güzelce iftarımızı açtık. F'nin mutlu kilo kaybı haberini kutladık :) Tabi F başımın etini yemeye başladı, şöyle ki;

01.01.2012
F- Çok şişkoyum, giyecek hiçbişeyim yok.

09.08.2012
F- Kilo verdimya hiçbişey olmuyor. Giyecek hiçbişeyim yok.

Velhasıl hep yok. Mağazalarda fikir edindik birgüzel. Ayaklarımıza kara sular indi. F'den günün kombini resmi aldık. Aslan yelesi saçlarını gözüme soka soka savurdu :) Makyajda istediğim normlardaydı. Pantolona bayıldım. Her rengini yapacak zaten o allahın emri.

F- Burda araya giricem. E bebiş sen demedin mi dik diye. Çok yükleniosun bana ha.
Z- :) Sanki demesem dikmiyceksin.
F- :) heheh beğendin ama.
Z- İstediğim kıvama geliyorsun. Hep böyle giyin canımı ye :) Haminne kıyafetlerini unutmadım.

Kombin şöyle;


Bluzu şu posttan hatırlayacaksınız. F biraz modifiye etmiş parçayı. Zayıfladıya haspam. Bol geliyor kıyafetler. Artık ondan tadilat postlarından başka bişey gelmez. Anlattığına göre;
Bluzu arka ortadan daraltmış ve bel kısmında iki yana 8 cm.lik lastik bant dikmiş.



Pantolon Ağustos 2012 Burda'sından. Kumaşın esnekliği sebebiyle fermuar çalışmamış. Farkettiyseniz bu sıralar oyumuz esnek kumaşlara. Kabul ediyoruz tembeliz biraz. Ama bir hazine bulduk ki... Ne diksek ona uyuyor. Şu an itibarıyle; 2 adet straples (birini henüz görmediniz), 1 adet küçük siyah elbise2 adet tüllü mini elbise (bir tanesini hediye ettik hani) ve henüz görmediğiniz kalem elbisenin kırmızı versiyonu. Son olarak da F'nin yeni seri başlangıcı olarak dar paça pantolonu. Böyle yazınca sanki sadece o kumaşla çalışmışız gibi hissettim. hehehe

Pantolon sadece dört parçadan oluşuyor. Aslına bakarsanız pantolon değil de tayt dikimi gibi. Ancak kumaşın dokusu yüzünden pantolon gibi duruyor.

Zavallı F dün gece Z ile buluşması şerefine harıl harıl dikmiş.

F-  Pek harıl harıl olmadı galiba. Hemen dikildi. Çok basit. Şöyle ki;

Önce kalıbı çıkartıp kumaşa yerleştirdim. Ve biçtim,


Pensleri kapattım,



Önce yan dikişleri kapattım, sonra ağ kısımlarını, en son da orta dikişler,



Bel kısmına da 4 cm.'lik lastik geçirdim.



Son olarak paçalara paça telası yapıştırdım,



Böylece taytvari pantolonum bitmiş oldu. Umarım beğenmişsinizdir. Herkese kocaman öpücükler...



7 Ağustos 2012 Salı

F Ne Yapıyor?

Herkese selam. Ben F. Yazıya başlarken şöyle sıcak böyle sıcak, oruç çok zor vs. yazacak ve milyon tane bahane uyduracaktım dikiş dikmeme sebebim olarak ama, bugün pek hayırlı bir işe başladım. Sizlerle de paylaşmadan edemedim :) Henüz bitmedi ama, ne demişler; başlamak bitirmenin yarısıdır. Ayrıca yarım kalan işlere bayılırım. Şöyle ki; boş kalıp ne yapsam diye düşünmem hiç, mutlaka bir yarım işim vardır.

Z- Bir mi? Bu ne iyimserlik tatlım :)
F- Bir kaç diyelim.
Z- Bence sen birçok de :)

Birçok yarım işim var evet, ve ben bunlara sürekli yenilerini ekliyorum. Bu seferki hevesim strass işli şeritler. Şöyle ki;



Bu klasik taşlı şeritleri biliyorsunuz. Ben biraz daha tekdüzelikten çıkarayım dedim. Ve herzaman gittiğimiz tuhafiyede bunların organzeye işlenmiş halde olanlarını buldum. Tam olarak benzemesede fikir vermesi açısından şu tarzda birşeyler;

Strapless elbiselerim içim güzel bir süsleme olur diye düşündüm. Fakat fiyatları beni benden aldı. Tam olarak istediğim şeritler 150 tl civarında. Ve tabiiki hemen dedim ki "ay ne var onda hemen yaparım ben"

Z- Hep öyle diyosun, atlıyoruz sayende bilmediğimiz herşeye.
F- İyi olmuyor mu ama Z, herşeyi öğreniyoruz işte.
Z- Hııı çok iyi oluyor. Neyse edevam et bakalım

Önce gidip organze aldım yarım metre. Sonra da tek tek satılan strass taşlar var ya onlardan aldım. Bir de kırık boncuk. Hepsi bu kadar az malzeme olunca hemen de gaza gelip kalıp araştırması yaptım kalemi kağıdı elime alıp;


İçiçe geçmiş iki çengel hoşuma gitti. Şeritin olmasını istediğim boyuta göre çizdim. Yaklaşık yüksekliği 11 cm.


Sonrada makas ve maket bıçağı marifetiyle kalıbımı oluşturdum.

Z- Şu anda şaşkınlık içindeyim. An be an fotoğraflamışsın. Aferin böyle ol hep.
F- Sende bugün bi komiklik var ama ben anlayamadım.
Z- :))
F- Heeee yeni yeğen geldi sahi. Hem de bal gibi tatlı minnak. Ondan bu optimist Z
Z- Hı normal zamanda böyle değilim yani!
F- Şimdi konumuza dönersek eğer seni çileden çıkarmadan :)


Bu benim kalıbım. Daha sonra bu kalıbı organzeye aktardım. Ben toplamda 4 motif uzunlukta bir şerit yapıyorum omuz için.


Sonra da kasnağa geçirip başladım boncukları işlemeye...


Başlangıç ipini birkaç kere düğümledim ve işin altına gizledim boncukları sararken. Şimdilik bu kadar. Bitmiş hali süpriz olarak fuşya strapless elbisemin üstünde olacak.

Z- Kesin kesin!
F- :) Sen neden beni sürekli gaza getiriyorsun böyle.
Z- Senin lafın; "Acı gerçekler"
F- Hırs yaptım şu anda. Sabaha kadar oturup boncuk işleyeceğim.
Z- Kolay gelsin tatlım. Sahurda uyandırırsın o zaman :)
F- Vay arkadaş!

Neyse hazır gaza gelmişken işleyim güpgüzel olacak şeridimi. Kocaman kocaman öperim...

3 Ağustos 2012 Cuma

Z'nin rahat pantolonu dikim aşamaları

Herkese selam. Sıpsıcak ve nemli bir Bursa gününde çatlayana kadar diktim bugün. Sırf sizin için :) Bu arada ben F. Z minnak bir seyahat yaptı ablasına. Ve bütün işler bana kaldı. Hatırlarsınız kızımızın rahat pantolonunu. Hani ben buralarda yokken yazmıştı. Ben de 44 bedende dikmiştim tatile gitmeden önce. Hatta bol bol giydim ufak tatilimde. Gitmeden önce de 2 farklı kumaş aldım aynı modeli çalışmak için. Gelirgelmez ilk işim bu modeli çalıştım. Birincisini dikerken fotoğraflamadım ama ikincisini adım adım fotoğraflayarak diktim. Hazırsanız başlıyoruz;

Burda Temmuz 2011 102 No'lu model. Şu anda dergide anlatıldığı gibi değil de doğaçlama yapacağım. Takıldığınız bi yer olursa parmak kaldırırsınız.

Z- Hani sululuk yapmadan yazacaktın?
F- Nasıl ya? Sen yoksun ki. Hayal görüyorum ben şu anda. Kışt kışt!

Önce kalıbımızı çıkarıyoruz. Ben çoook önceden çıkardığım için kalıbı, direkt yerleşime geçiyorum. 44 beden çıkarmıştım. Ama şu anda 42 bedenim. Pantolon bol biraz ama ben seviyorum. Bir sakınca görmedim aynı kalıbı kullanmakta. Dikiş paylarını 1 cm verdim sadece. Normalde 1,5 cm olacak.
Yerleşim şöyle;


Öncelikle kumaş boyutlarından bahsedeyim; çift en dediğimiz kumaşlar genelde 140-150 cm ende olurlar. Kıyafetlerde bunları tercih ederiz. Tek en dedğimiz kumaşlar; 70-75 cm olurlar, ki bunlar genelde eskilerin kullandığı emprime yada basma denilen kumaşlardır. Kumaş alırken çift en olmasını terih ediyoruz. Bir de kupon kumaşlar ve enleri iki metreyi bulan pike kumaşlar var. Umarım onlarla da bir şeyler yapıp paylaşırız. Konumuza dönersek; Kumaşım 150 cm ende. 1.50 metre almıştım. Bol bol olsun işiniz yarım kalmasın :)

Bu şekilde yaptığım yerleşimle 5 parçayı biçtim. 5. parçayı göremiyorsunuz. 10 cm. ende kumaş biçtim onun için ayrı olarak. Kemer için yani. Biçkiyi çift kattan yaptım. 2 adet ön pantolon parçası, 2 adet arka pantolon parçası, 2 adet ön cep torbası ve 2 adet de arka cep torbası (arka cepten kasıt, ön pantolon parçasının eki) ve bir adet 10 cm ende 150 cm uzunlukta kemer.

Böylece toplamda elimizde 9 adet parça var.


Bu arada patronlardaki düz iplik boylarına dikkat etmeyi unutmuyoruz. Hem desenli kumaşta yamuk yumuk bir görüntü oluşmaması, hem de kumaşın dönmemesi için mutlaka düz iplik boyu ölçüsüne dikkat ediyoruz.


Öncelikle cep torbalarını dikiyoruz. Ön pantolon parçasına, ön cep torbasını yüzü yüzünde iğneliyoruz ve dikiyoruz. Yüzünü çevirip ütülüyoruz. İsterseniz kenarından incecik süs dikişi yapabilirsiniz. Benim kumaşım çok esnek olduğu için süs dikişi yapmadım potluk oluşmasın diye. Pantolon telası ütüledim dik durması için.


Daha sonra arka cep torbasını yüzü tersinde çıt yerlerinden üstüste koyuyoruz. (Çıt yerleri patronda belirtilmiştir. Patronu kumaşa aktarırken makasla minik birer çıt atın) 


Benim çıtlarım herzaman ki gibi devasa :) Ama siz minnak atın. Dikerken azap oluyor. Benden uyarması.


Eveet şimdi ne yaptık? Ön ve arka cep torbası üstüste oldu. Şimdi bunları yüzü yüzünde dikiyoruz. Yani cep torbamızı oluşturuyoruz.


Önden bu görüntüye ulaşıyoruz. Üst ve yanda parçaları birbirine iğneliyoruz ki daha rahat çalışabilelim. Yanda teyel alıyoruz. Çünkü birazdan ön ve arka pantolon parçasını birleştireceğiz.

Daha detaylı olarak böyle görünüyor.

Ve nihayetinde, ön ve arka pantolon parçasını yüzü yüzünde teyelliyip dikiyoruz. Daha sonra iki bacağı ağ dikişiyle birleştiriyoruz.

Üstte cep torbası kısmında teyel alıyoruz.


Bel kısmının içten ve dıştan görüntüsü böyle olacak.


Son olarak bel kısmına, 10 cm ende kestiğimiz  kemeri ekliyoruz. Önce yüzü yüzünde bir uzun kenarı  dikiyoruz. Daha sonra diğer uzun kenarı 1cm. kıvırıp içten teyelliyoruz ve dikiyoruz. Z'nin rahat pantolonunda bel kısmı lastikle çalışılmıştı. Benim kumaşım esnek olduğu için lastik geçirmeyi tercih ettim. Seçim sizin, kumaşınızın elverdiği şekilde bir kemer yapabilirsiniz.

Hepsi bu kadar. Bitmiş halini malum tek tabanca kaldığımız için göremiyorsunuz. Yarın giyip, sokaktan geçen birine çektirmeyi planlıyorum. Tabi adama ilk yarım saat deli olmadığımı, blog yazarı olduğumu, partnerimin tatilde olduğunu, aynadan çekersem çok kötü olacağını vs. birsürü garip açıklamayı yaptıktan sonra :) Herkese kucak dolusu sevgiler ve kocaman öpücükler...